UÇMAK
Küçüklüğümden beri güvercinlerden korkarım. Darıyerli’nin ilk fotoğrafını gördüğümde de, aklımdaki tek şey, bu korkuydu. Güvercinlerin arasında yürüyebilen insanlara imrenerek baktım önce. Sonra fotoğrafın çekildiği mekanı tanıdım, siyah-beyaz İstanbul fotoğraflarına özgü o zamansız, nostaljik İstanbul hisleri uyandı içimde. Serinin ortalarına doğru engelli genç bir adamın uçan güvercinleri fotoğrafladığı kareye geldim. Bu kare, diğer bütün fotoğrafların merkeziydi; fotoğraf serisinin bütünlüğünü, anlamını, bu fotoğrafı görünce fark edebildim ancak. Yüzündeki ifadeyi tanımlayamadım, sanki güvercinlerin sırrını paylaşıyordu, onları anlıyordu, fotoğraflarını çekerken o uçuşun bir parçası olmuştu. Cartier-Bresson’un ‘belirleyici an’ını yakalayan Darıyerli’nin bu fotoğrafı beni derinden yaraladı. Uçan güvercinlerin içinde yürüyen insanların ne kadar eksik olduğunu düşünmeden edemedim. Darıyerli’nin dondurduğu bu anlar da sanki uçmaya, fotoğrafların kendisine aykırı gibi geldi bana. Darıyerli, anlık deneyimleyebildiğimiz güvercinleri sabitleştirerek izleyiciyi uçmak üzerine düşünmeye itiyor. Fiziksel yetersizliğimiz, günlük hayatımızın yetersizliği ile ruhumuzun hezeyanları, sanki bu güvercinlerde somutlaşıyor.
Merve Ünsal
HERKESTEN PARÇA ADAM
Ayaklarından kesilmiş, yere basan, tedirginlik uyandıran insanlar. Teyzenin suratıyla vucüt buluyorlar kendilerine. Teyzenin gülüşü az önceki tedirginliğin yerine oturmaya çalışıyor ama yine de tam olmuyor insanlar. Sonra çocuklar. Onlar en tam olanlar aramızda; parçalanıyorlar onlar da pay edilmiş simit gibi. Herkes orada ve eksik. ”Herkesten ‘bi’ Parça Adam” Tam ediyor onları. İnsanlar da yerden kesiyorlar bu kez ayaklarını, tedirginlik uyandırmadan…
Tufan Çivici
(Slide Show, 2009 yd)
Category: Gallery